Kihder’de bu hafta, Taare Zameen Par “Her Çocuk Özeldir” ve The Chorus Koro 2003 Fransız yapımı müzikal dramatik filmleri sizlerle olacak.
Ayrıca bu bilmenizde fayda var;
KUR’AN-I KERİM VE SÜNNETE GÖRE…
BİR EĞİTİMCİDE OLMASI GEREKEN VASIFLAR
1- EFENDİMİZ S.A.V., SÖYLEDİĞİ HAKİKATLERİ BİZZAT YAŞAYARAK TÂLİM EDERDİ
Fahr-i Kâinât Efendimiz, tebliğe ilk başladığında muhataplarını ikna etmek üzere birinci delil olarak “örnek hayatını” göstermiştir.
***en büyük tesir temsilledir!
2- DİNÎ HÜKÜMLERİ TEDRÎCÎ BİR SİSTEMLE YAVAŞ YAVAŞ ÖĞRETİRDİ
Muhâtabın kâbiliyetine göre tâlim etmiştir.
Cenâb-ı Hak kâinâta ve insan tabiatına tedrîcîlik kânununu koymuştur. Bir şey birden bire olmaz!
***muhatabı tartıp sözü öyle demeli !
3– DERTLERİNİ DiNLER VE MUHATABININ SORUSUNA NE EKSİK NE FAZLA TAM CEVAP VERİRDİ
Bu şekilde dikkatlerin dağılmasına mâni olurdu. Nevvâs bin Sem’ân (r.a) şöyle anlatıyor:
Rasûlullah (s.a.v)’in yanında Medine’de bir sene (misafir) kaldım… Efendimiz’e bir defasında iyilik ve günahın ne olduğunu sorduğumda şöyle buyurdular:
“−İyilik ahlak güzelliğidir. Günah ise içine sinmeyen ve insanların bilmesini istemediğin şeydir.” (Müslim, Birr, 14-15)
***derdini çözmeye vesile olduğunuz insan sizindir!
4- TEŞBİH, TEMSİL ve MUKAYESELER YAPARDI
Allah Rasûlü (s.a.v), mücerred mes’eleleri müşahhas misallerle kolaylaştırarak anlatmıştır. Misal:
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Mü’min bal arısına benzer. Arı; dâimâ temiz olan şeyleri yer, temiz olan şeyler ortaya koyar, temiz yerlere konar ve nâzik davrandığı için konduğu yere zarar vermez, orayı kırıp bozmaz. Düştüğünde ise kırılmaz, bozulmaz.”
***örnek vermek kavrayışı serileştirir!
5-KUR’AN’DA BİLDİRİLEN KONUŞMA ÜSLUBLARI
1- Anne-babaya karşı “öf” bile deme; قَوْلاً كَرِيماً (kavlen kerîmâ) iltifatkar konuş
2- Fakir-fukarâya, muhtaç ve mahrumlara verecek bir şey bulamıyorsan, hiç olmazsa onlara karşı, قَوْلاً مَيْسُوراً – (kavlen meysûrâ), yani gönül alıcı, rûhu dinlendirici, tesellî edici bir söz söyle.
3- Kanadı kırık bir kuş gibi himâyeye muhtaç yetimlere, yakın akrabâya, yoksullara karşı yine قَوْلاً مَعْرُوفاً (kavlen ma’rûfâ), yani güzel söz ve tatlı dille konuş.
4- Kalbinde mânevî hastalık bulunan kimselere karşı herhangi bir töhmete, fitneye veya yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için yine قَوْلاً مَعْرُوفاً (kavlen ma’rûfâ), yani yerinde ve uygun bir söz söyleyin.
5- Zâlimlerin kalbini yumuşatmak için قَوْلاً لَيِّناً (kavlen leyyinâ), yani yumuşak söz söyleyin.
