Mısır’ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, 8 Ağustos 1951 yılında Mısır’ın Şarkiyye kenti Heyya ilçesi Adve köyünde dünyaya geldi.
Evli ve 5 çocuk babası olan Mursi, bilinen yarım asırlık siyasi hayatının yanı sıra makine mühendisidir.
Mısır’da 2011 yılında gerçekleşen 25 Ocak Devrimi’nin ardından, Haziran 2012’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday oldu. Oyların yüzde 51,73’ünü alarak Mısır Cumhurbaşkanlığı görevine gelen Mursi, resmen Mısır’ın demokratik yollarla seçilen ilk Cumhurbaşkanı oldu. Mursi, 30 Temmuz 2012’de yemin ederek görevine başladı.
Böylelikle Muhammed Mursi, Mısır’ın devrik lideri Hüsnü Mübarek’i (1981-2011) istifaya zorlayan 2011 yılındaki halk devriminin ardından, 2012 yılında ülke tarihinde demokratik yollarla göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı olmuş oldu.
Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın (İhvan) siyasi kanadı Hürriyet ve Adalet Partisi’nin Başkanlığı yapan Muhammed Mursi, 2000-2005 yılları arasında Mısır parlamentosunda milletvekilliği de yapmıştı.
Mursi, 3 Temmuz 2013’te dönemin Savunma Bakanı ve ardından Cumhurbaşkanı olan Abdulfettah es-Sisi tarafından gerçekleştirilen askeri darbeyle önce görevinden uzaklaştırıldı, ardından da tutuklandı.
Görevden uzaklaştırıldıktan sonra hakkında 6 ayrı dava açıldı. Bu davalardan 4 tanesi karara bağlanmış, 2 davasında ise yargılama süreci devam ediyordu.
Hakkında açılan “Hapishaneler baskını” davasında, Mursi idama mahkum edildi. Ancak bir buçuk yıl sonra Yüksek Mahkeme kararı bozarak Mursi’nin yeniden yargılanmasına karar verdi.
“Benimle mezara gidecek sırlarım var”
Mısır’ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, 67 yaşındayken mahkeme salonunda hayatını kaybetti.
Mısır devlet televizyonunun haberine göre, Mursi mahkeme salonunda geçirdiği baygınlığın ardından yaşamını yitirdi. Mısır devlet televizyonu, “Muhammed Mursi’nin iyi huylu bir tümörü bulunduğu, sürekli tıbbi gözetim altında olduğu ve ölümünün kalp krizinden kaynaklandığı” duyurdu.
Mursi’nin avukatı Abdulmaksud, Mursi’nin vefat etmeden önceki son sözlerinin, “Ülkemin güvenliği ve selameti için benimle mezara gidecek sırlarım var” olduğunu söyledi.
Muhammed Mursi, yoğun güvenlik önlemleri altında ailesi ve avukatlarının eşliğinde Kahire’nin doğusunda yerel saatle 05.00’te defnedildi.
Yarım asırlık siyasi hayatı boyunca İslam davasını savunan bu koca yüreğin naaşı bile ABD güdümündeki Mısır’ın şimdiki gayri meşru yönetimini korkutmaya yetiyordu.
Ölümünün ardından Mısır İçişleri Bakanlığı, darbeyle görevinden uzaklaştırılan Mursi’nin vefatının ardından ülkede alarm durumu ilan etti.
Darbe öncesi yaptığı tarihe geçen son açıklaması
Mursi’nin, bugün mahkeme salonunda hayatını kaybetmesi, darbe öncesi yaptığı son konuşmayı yeniden akıllara getirdi.
Temmuz 2013’te askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan Mursi, bilinmeyen bir yere götürülmeden önce Mısır halkına seslenerek, akıllara kazınan tarihi konuşmasını yapmıştı.
“Hakkı ve hukuku korumanın bedelini gerekirse hayatımla öderim.” diyen Mursi, konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı:
“Sizleri, çocuklarımızı, bizden sonra gelecek evlatlarımızı korumak istiyorum. Kızlarımızı, geleceğimizin annelerini korumak istiyorum. Onlar çocuklarına sizin babalarınız ve ecdadınız erkektiler, haksızlık ve bozuk görüşler karşısında asla boyun eğmediler, vatanlarından, haklarından ve dinlerinden en ufak taviz vermediler, diyecekler.”
Mısır halkının haklarını muhafaza için canını ortaya koyduğunu vurgulayan Mursi, şöyle devam etmişti:
“Bu haklarımızın bedeli için benim kanım akacaksa, ben hazırım. Vatan uğruna canımı kolayca veririm. Allah her şeye kadirdir. Kimse sizi aldatmasın. Sakın tuzaklara düşmeyin.”
Muhammed Mursi ayetlerle dua ederek konuşmasını tamamlamış, “Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi eğritme, bize tarafından bir rahmet bağışla. Hiç kuşku yok, lütfu en bol olan yalnız sensin. Allah, emrini yerine getirmeye kadirdir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” demişti.
Darbenin ardından bilinmeyen bir yere götürüldü
Mursi, o konuşmanın ardından bilinmeyen bir yere götürülmüş, aylarca kendisinden haber alınamamıştı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Mısır’ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin hapishane hayatını ve aile hasretini 19 Haziran 2017’de yayımladığı bir raporla gözler önüne serdi.
Rapora göre, Mısırlı makamlar, “kanunsuz” şekilde Mursi’nin ailesi ve avukatlarıyla iletişim kurmasını ve bu kişilerin Mursi’yi ziyaret etmesini engelledi.
HRW’ye konuşan ve adı açıklanmayan Mursi’nin bir akrabası, 4 Haziran’da Mursi’nin eşi ve kızını sadece 30 dakika görmesine izin verildiğini, 4 oğlu ve diğer akrabalarıyla görüşmesinin engellendiğini ortaya koydu.
Tek başına bir hücrede tutulan ve ciddi oranda kilo kaybına uğrayan Mursi’nin sağlığı gittikçe kötü gidiyordu.
Hapishane hemşiresi ya da doktorunun, Mursi’nin düzenli tansiyon ve şekerini ölçtüğü ancak başka bir sağlık hizmeti sunmadığı bilinirken, Mursi’nin ailesinin de hapishaneye yiyecek ya da ilaç getirmesine izin verilmedi.
Sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılan Mursi’nin gazete okuması, televizyon izlemesi ya da telefon görüşmesi yapması yasaktı.
Bizde Kihder ailesi olarak ömrünü Hakk’a ve İslam’a adayan Muhammed Mursi’ye Allah’tan rahmet diliyoruz.
