Pazar, Mayıs 5

HAYDİ BUYRUN SAHURUMUZA!

0

Ben çocukken sahurlara cep telefonları, televizyonlar, akıllı saatlerle sadece davulcularla da değil yandaki gecekondudan duvarımıza “uyan kardeş!” ritminde vuran komşularla uyanırdık. O gece, ocağını yakmış komşuların soğumasın diye koşarak getirdikleri gözlemelerle uyanırdık. Elleri yağlı, yanakları isli ama gözleri şefkatli komşuların ikramlarıyla…

Ben çocukken sahurlara kocaman ailelerle uyanırdık. Koca yürekli insanlar, nineler, dedeler, yakında oturan amcalar, dayılar ve amca bildiğimiz komşularla kurulu sofralara, hem yerimizin belli olmadığı boş bulduğumuz yerlere kıvrılmanın mutluluğuyla…

Şimdi uyandığımda yalnızca televizyon yada radyonun değil, son model fırınımızın sesi, akıllı çaydanlığımızın ayarlı fokurtusu, tam kıvamında haşlanmış yumurtam, adıma ayrılmış sandalyem ve ben dönünceye kadar soğumayacak olan yatağım kadar soğuk bir dünyanın gerçek olup olamayacağını düşünerek geçip giden düşüncelerimi delen merkezi ezanlar…

Oysa biz eski Ramazanlarda önce müezzinleri dinlemeye uyanırdık koşar adım, salalarla birlikte ezgiler, “hoşgeldin ya şehri Ramazan!”nameleriyle huzur bulan sokaklarda. Sofralardan önce pencere kenarlarına koşardık evinin ışıkları yanmamış, sahura uyanamamış komşumuz var mı diye, dumanı tütmeyen baca varsa koşalım ekmeğimizi paylaşalım diye…

Eskiden biz sahur sofralarına pijama ve atletle değil en sevdiğimiz, en temiz elbiselerimizle uyanırdık çünkü niyetimiz soğutmadan yatağımıza kaçıp gütmek değil, ön safı kaptırmadan mescitlere camilere yetişmek, sahurun bereketini, emri ilahiyi cemaatle yerine getirmek için sabah namazlarının huzuruyla dualara karıştırıp Allah’a ulaştırmaktı…

Eskiden biz gündoğuncaya kadar bir sahur bayramı yaşardık ki; insan “bu sahurun gündüzü, bu niyetin akıbeti ne, kim bilir ne muhteşemdir.” demeden geçemezdi. Eskiden biz sahurdan gündoğumuna bağışlanırdık…


Neyse kalkayım artık, cep telefonumun saati kulaklarımı yırtarcasına çalıyor, hızlıca şişireyim karnımı gözlerim yumuk, kulaklarım tıkalı, duymadan kimsenin sesini ve kimseyle gözgöze gelmeden dalaşmadan ve hiç uğraşmadan çabucak döneyim yatağıma…

Allah bizlere en güzel sahurları, en güzel iftarları en güzel Ramazanlar’ı nasip etsin!

Haydi Ķihder sizi sahura çağırıyor! Eski sahurları birlikte yaşamaya çağırıyor. Haydi buyrun sahuru birlikte yapalım!

Sahur programının bu geceki konuğu Keçiören Müftüsü Sayın Mehmet Şahin Bayram olacak. Programımız, Sayın Bayram’ın gönül sohbetinin ardından fasıl dinletisi ve sahur sofrası ile sona erecek.

Haydi buyrun sahurumuza…

Paylaş.

Yazar Hakkında

Cevap yazın

eighteen + fifteen =